ALTIN
DOLAR
EURO
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

ÇOCUK HAKLARI

25.03.2010
824
A+
A-

ÇOCUK HAKLARI

Destekegitimi.com eğitime gönüllü kaynaklık yapan bir sitedir. Zaman zaman, kaynak istekleri çeşitliği yanında farklı kalemler tarafından yazılmış kaynak isteklerine de yer verilmektedir. Çocuklarımız tarafından son zamanlarda yoğun olarak istenen “Çocuk Hakları” yazısı sitemizde zaten bulunmasına rağmen, İstanbul, Yıldız’dan Medine Güneş tarafından gönderilen yazının da eklenmesini uygun bulduk. sayın Medine Güneş’e teşekkürü borç biliriz.

Siz de kaynak olarak kullanılabilecek araştırma, makale, deneme yazılarınızı destekegitimi@gmail.com adresine iletebilirsiniz.

Not: Bu yazıda telif hakları ile ilgili bir ihmal gördüyseniz, destekegitimi@gmail.com adresine mail atmanız yeterlidir.
Günümüzde, çocukların erişkinler gibi uygar, siyasal, toplumsal, kültürel ve ekonomik hakları olacaklarını gösteren Çocuk Hakları Sözleşmesi 1989 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından kabul edilmiş, 1990’da uluslararası yasa statüsüne kavuşmuştur. Çocuk Hakları sözleşmesi Türkiye’de 27 Ocak 1995 tarihinde 4058 sayılı yasa ile bir iç hukuk kuralına dönüştürülmüştür. Sözleşme, çocuklara yönelik tutum ve davranışlara ilişkin evrensel standartları derleyip tek bir hukuk metninde toplayan ve bağlayıcı olan ilk belgedir.
Savunmasız konumları nedeniyle çocukların özel bir duyarlılığa ve korunmaya muhtaç oldukları, çocuğa başlıca bakım ve korumayı sağlayacak olan ailenin çocuğun korunmasından sorumlu olduğu vurgulanmaktadır.

Çocuk doğmadan önce ve doğduktan sonra yasal açıdan ve diğer açılardan korunmalı, çocuğun içinde yaşadığı toplumun kültür değerlerine saygı gösterilmeli, çocuk haklarının güvenceye alınmasında uluslararası işbirliği sağlanmalıdır.
Çocuk Hakları Sözleşmesi yaşam, sağlık, eğitim alanlarında standartları belirlemiş, ayrıca evde ve dışarıda, her türlü koşulda şiddet ve istismara karşı çocukları korumaya almıştır. Sözleşmede yer alan başlıca hükümler şöyledir:
Sözleşmenin birinci maddesine göre, ulusal yasalarca daha genç yaşta reşit olduğu belgelenmemişse 18 yaşın altındaki bireyler çocuk sayılmaktadır.
Genel İlkeler:
Ayrımcılık yapmama: Tüm çocukların ayrımcılıktan korunması, haklarının savunulması gerekir.
Yaşama ve gelişme hakkı: Her çocuk temel yaşama hakkına sahiptir. Devlet çocuğun yaşamını ve gelişmesini güvence altına almakla yükümlüdür.
Çocuğun görüşlerine saygı: Çocuk görüşlerini serbestçe ifade etme, kendisini ilgilendiren herhangi bir konu ya da işlem sırasında görüşlerinin dikkate alınmasını isteme hakkına sahiptir.

Kişisel Haklar ve Özgürlükler:

Nüfusa kayıt: Çocuk doğuştan itibaren bir isim alma, vatandaşlık edinme, ana-babasını tanıyıp bilme ve onlar tarafından bakılma hakkına sahiptir.
Düşünce özgürlüğü ve dernek kurma hakkı: Devlet, ana-babanın uygun biçimde yönlendiriciliğine uyarak çocuğun düşünce, vicdan ve din özgürlüğüne saygı gösterecektir.
Çocuklar işkence, diğer zalimce insanlık dışı, aşağılayıcı davranış ya da cezaya tabi tutulmamalıdır.
Bireyin özel yaşantısının korunması çocuklar için de geçerlidir.
Gerekli bilgilere ulaşma, zararlı yayınlardan korunma bir haktır.

Aile Ortamı ve Alternatif  Bakım

Ana-babanın sorumlulukları; Devlet, çocuğu yetiştirmek için gerekli desteği ana-babaya sağlamalıdır.
Aile ortamından yoksun bırakılmış çocuklar: Ailesiz çocuklar uygun alternatif ailelerle, kurumlar aracılığıyla korunmalı, bu sırada çocuğun kültürel kimliğine özen gösterilmelidir.
Çocuk istismarı ve ihmali: Devlet, çocuğu, ana-babanın ya da çocuğun bakımından sorumlu diğer bireylerin her türlü kötü davranışından korumak, çocuk sömürüsünü önlemek, istismara ve ihmale maruz kalan çocukların tedavisini amaçlayan sosyal programlar hazırlamakla yükümlüdür.

Fiziksel ceza: Evde fiziksel ceza uygulamasının kültürel ve hukuki açıdan kabul edilebilir olması ve Ceza Kanunu’nda yalnız “ aşırı cezalandırma “ sayılabilen fiziksel yaralanmanın yasaklanması endişe vericidir. Ayrıca, yasak olduğu halde fiziksel cezanın okullarda ve diğer kurumlarda uygulanması da kaygı ile karşılanmalıdır. Evde, okullarda ve diğer kurumlarda uygulanan fiziksel cezanın zararlı etkileri hakkında duyarlılık oluşturmaya yönelik önlemler geliştirmek; ailelerde çocuğun onuruna yakışır biçimde uygulanabilecek alternatif disiplin yöntemlerini teşvik etmek amaçlanmalıdır.

Temel sağlık ve güvenlik

Engelli çocuklar: Engelli çocuk, saygınlık içinde eksiksiz ve onurlu bir yaşantı sürdürmek için özel bakım, eğitim ve kurs görme, mümkün olan en üst düzeyde özgüvene ve sosyal bütünleşmeye kavuşma hakkına sahiptir.
Sağlık ve sağlık hizmetleri: Her çocuk, mümkün olan en üst düzeyde sağlık ve tıbbi bakım standardına ulaşma ve sosyal güvenlik olanaklarından yararlanma hakkına sahiptir. Devletler, temel ve koruyucu sağlık bakımı, halk sağlığı eğitimi, esenlendirme(rehabilitasyon) ve bebek ölümlerinin azaltılması konularına önem vermeli, bu amaca yönelik uluslararası işbirliğini desteklemeli, etkin sağlık hizmetlerinden yoksun tek bir çocuk kalmaması için çaba göstermelidir.
Ergen sağlığı: Ruh sağlığı da dahil gençlerin sağlığına yönelik çalışmaları geliştirecek önlemler alınmalı, özellikle cinsel sağlık ve madde bağımlılığını önleme konularında politika üretilmeli, okullardaki sağlık eğitimi programları güçlendirilmelidir.
Eğitim, boş zamanları değerlendirme, kültürel etkinlikler:
Eğitim: Devletin görevi ilköğretimin zorunlu ve parasız olmasını sağlamak, her çocuğun yararlanabileceği değişik ortaöğretim kanallarını desteklemek, yeteneklerine göre herkesi yüksek öğrenim olanaklarına kavuşturmaktır. Okul disiplini çocuğun haklarına ve saygınlığına uyumlu olmalıdır. Başka ülkelerle işbirliği yapılacaktır.
Aşağıda yer alan çocuk grupları için özel koruma önlemleri alınmalıdır:
Sığınmacı çocuklar

<3>İç göçe zorlanmış çocuklar

Ekonomik sömürü gören, çalışma yaşı ve koşulları uygun olmayan çocuklar
Sokaklarda yaşayan çocuklar
Çocuk ceza adaleti sistemi
Rapor ve belgelerin yayılması: Sözleşme, sözleşmenin uygulanması ile izlenmesi hakkında sivil toplum kuruluşları ve çocuklar da dahil hükümet ve toplum içinde genel bir görüş ve duyarlılık oluşturmak amacıyla ilgili belgeler yaygın bir biçimde dağıtılmalıdır.
Hakların uygulanması: Çocukla ilgili tüm girişimlerde çocuğun yüksek yararı tam olarak gözetilerek, çocuğun velisi bu sorumluluğu yerine getiremediğinde Devlet tüm olanakları kullanarak çocuğa yeterli dikkati ve desteği göstermelidir.
Türkiye’de çocuk hakları ile ilgili eşgüdüm sağlayan kuruluş olan Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu(SHÇEK)’nu desteklemek üzere “ Çocuk Hakları İzleme ve Değerlendirme Üst ve Alt Kurulları ” kurulmuş olup etkinlikler bu kurullar tarafından yürütülmektedir.

Çocuk İstismarı Ve İhmali

Tanım: Çocuk istismarı, 0-18 yaş grubundaki çocukların bakımlarından sorumlu olan ya da olmayan bireylerin zarar verici olan, kaza dışı ve önlenebilir davranışlarıyla karşı karşıya kalmalarıdır. Çocuklara yapılmaması gerekenlerin yapılması istismara, yapılması gerekenlerin yapılmaması da ihmale yol açar. Bu davranışın çocuğun fiziksel, psikososyal gelişimini engelleyen, yaşadığı toplumun kültür değerleri kapsamı dışında kalan ve uzmanlar tarafından da istismar olarak kabul edilen bir davranış olması gerekmektedir.
İstismar dört bölüme ayrılabilir:
1.Fiziksel istismar
2.Cinsel istismar
3.İhmal
4.Duygusal istismar
Günümüzde bu terimlere sosyokültürel ve ekonomik istismar biçimlerini de ekleyebiliriz. Anne-babanın, genellikle annenin çocuğunda gerçek olmayan hastalıklar yaratıp çocuğun yoğun tıbbi bakım görmesine neden olması Munchausen sendromunun çocuklarda görülen (Munchausen Syndrome by proxy) bir istismar biçimi olarak ele alınır.
Ayrıca yaralanmalar, istemsiz kazalar ve altı aydan küçük çocuklarda ortaya çıkan zehirlenmeler de çocuk istismarı ve ihmali kapsamında ele alınıp incelenmelidir. Özkıyım girişimlerinde risk etkeni olarak istismarın yer alıp almadığı araştırılmalıdır.
Çocuk istismarına olan ilgi 1962 yılında C. Henry Kempe tarafından “battered child syndrome (hırpalanmış çocuk sendromu )“ teriminin oluşturulmasıyla başlatıldı.

En çok istismara uğrayanlar 0-3 yaş grubu çocuklar olup bu çocuklarda oran yüzde 75’leri bulmaktadır. 16 yaşına kadar ev içinde istismar fazla iken 16-18 yaşlarda istismar daha çok anne-baba dışındaki kişilerce yapılmaktadır. Oysa İstanbul’daki büyük hastanelerin çoğunun kayıtlarında istismar tanısı almış vaka yoktur ya da pek azdır. İstismar vakaları çoğunlukla başka bir tanı almaktadırlar.
İstismara uğrayan çocukların erişkin döneminde ve şiddete maruz kalan kadınların çocuklara istismar uygulama riskleri yüksektir.
Fiziksel İstismar: Çocuğun istemli olarak fiziksel açıdan zarar görmesi, bedensel bütünlüğünün bozulmasıdır.
-Belirlenmesi en kolay olan ve gelişmiş ülkelerde en sık bildirilen istismar biçimidir.

-Temel Bulgular: Vücudun tüm bölgelerinde farklı özellikte lezyonlar görülebilir. Ekimoz, ısırma, emme izleri, sıyrıklar, eski ve yeni yara izleri, yanıklar, kırıklar, organ yaralanmaları, gözlerde, kulaklarda lezyonlar( teneke kulak sendromu).
-Zehirlenme vakalarında istismar olasılığı aranmalıdır.

-Uygulama Biçimi: Aletsiz(tokat, yumruk, itip kakma, tekme, sarsma, çimdikleme)
Aletli( kemer, kayış, ev eşyası, hortum, sigara, sıcak sıvı ve yiyecek)
-Söylemle uyumlu tek bir yaralanma olsa bile istismar olasılığı vardır.
-Kafa travmalarında istismar olasılığı mutlaka düşünülüp araştırılmalıdır.
-Özellikle iki yaşından küçük, akut ya da kronik intrakranyal kanama saptanan çocuklarda koagülasyon testleri anormal olsa bile istismar olasılığı araştırılmalıdır (Sarsılmış Bebek Sendromu).
Cinsel İstismar: Psikososyal gelişimini tamamlamamış çocuğun bir erişkin tarafından cinsel uyarı/ doyum amacıyla kullanılmasıdır.
Eylemler: Irza geçme, ırza ve namusa tasaddi, söz atma, sarkıntılık, teşhircilik, röntgencilik, ensest.
Duygusal İstismar: Çocuk ve gençlerin kendilerini olumsuz etkileyen davranışlara maruz kalarak ya da gereksinim duydukları ilgi, sevgi ve bakımdan yoksun bırakılarak toplumsal ve bilmsel standartlara göre psikolojik travmaya uğratılmaları durumudur. Çok yaygın olup tanınması güçtür.
İhmal: Çocuğun beslenme, sağlık, barınma, giyim, eğitim, korunma ve gözetim gibi temel gereksinimlerinin bakımını üstlenenler tarafından karşılanmaması ya da yetersiz karşılanmasıdır.
-İhmal fiziksel istismardan daha sık görülür. Organik olmayan büyüme geriliği, zihinsel gelişim geriliği, yaralanmalar, zehirlenmeler, öğrenme güçlüğü, sağlık kuruluşuna gitmeme, önerilere uymama, terkedilme, evden kovulma biçimlerinde karşımıza çıkar.

İstismar ve İhmal Vakalarında Özellikler

Çocuk Aile
Prematürite Ev içi şiddet
Doğumsal anomali, engel Alkol, madde bağımlılığı
Sürekli ağlama gibi belirli Anne –baba çok genç
davranışların tekrarı Anne- babanın beklentileri uygun değil
Sosyal izolasyon
Çocukken istismara uğramış

İstismar Nasıl Tanınır ?

Vaka ile karşılaşıldığında ilk basamak istismar riskini taşıyıp taşımadığına ve istismar olasılığı olup olmadığına karar vermektir. Her travma vakasında istismardan şüphelenilmesi gerektiği halde bildirim için ne kadar şüphe gerektiği ve yeterli veri olup olmadığı hekim için zor bir karar aşaması oluşturmaktadır. Literatürde, istismara uğrayan travma vakalarının anne-baba tarafından sıklıkla “merdivenden düşme” olarak açıklandığı kaydedilmektedir.

Fiziksel hasarın saptanması, öyküde çocuğun ve tanıkların ifadeleri tanıyı kolaylaştırır. Aksi halde , istismardan kuşkulanılması için gerekli veriler, ayrıntılı öykü alınması, tam bir fizik muayene yapılması, aile-çocuk ilişkilerinin gözlenmesi, laboratuvar ve radyolojik incelemeler ve öykü ile verilerin kıyaslanması sonucunda elde edilebilir. Ancak bundan sonra hekim ayırıcı tanıya gidip bir istismar biçimine karar verebilir. Öykü, fizik muayene ve gözlemsel verilerdeki istismar göstergeleri belli bir düzeyde şüphe sağlayıncaya kadar, birbiri üzerine eklenen parçalar (building blocks theory) gibi kullanılmalıdır.

Yeterli düzeyde kuşku oluştuğunda bildirim gerekmektedir.
Vakalar, eğitimli ve alanında uzmanlaşmış hekim tarafından, örselenmeden özel bir birimde muayene edilmeli, “ çocuk dostu muayene- değerlendirme yöntemleri“ uygulanmalıdır. Aydınlatılmış onam alınmalı, çocuğun tekrar tekrar örselenmemesi için ilgili disiplinlerle birlikte değerlendirilmelidir. Tanı konulan vakalarda adli rapor düzenlenir. Tedavi, esenlendirme ve gerekli koşullarda çocuğun koruma altına alınması sonraki aşamaları oluşturur.
İstismar Kuşkusu Oluşturan Durumlar:
1.Ailenin sağlık kurumuna geç başvurması ve gecikme nedenini açıklayamaması
2.Öyküde çelişkilerin varlığı; öyküyü sonradan değiştirme; ayrı ayrı alınan anne baba öykülerinin farklı olması; öykünün çocuğun yaşına ve gelişme durumuna uymaması; öykü ile bulguların oluşum mekanizması arasındaki çelişki; birden fazla şüpheli travma öyküsü; ana- babanın çocukluklarında istismar öyküsünün varlığı
3.Anne- babada/ bakıcıda düşmanca davranışlar
4.Lezyonların farklı zamanlarda olması
5.Aile tarafından kardeşinin, bir yabancının, çocuğun suçlanması
6.Çocuğun ana- babayı suçlaması
7.Ana- babanın çocuktan gerçekçi olmayan beklentileri
İstismara uğradığından kuşkulanılan çocuk tanı kesinleşinceye kadar hastanede gözetim altında bulundurulmalıdır.

İstismara Uğramış Çocuk İçin Yapılması Gereken Temel İşlemler

1.Ruhsal destek
2.Mevcut yaraların tedavisi
3.Fiziksel kanıtların kaydedilmesi ve örneklerin toplanması
4.Rapor yazılması
5.Koruyucu önlemler
Çocuğun ve veli/ vasi/ yasal temsilcinin aydınlatılmış onamı alınmalıdır.
İstismara uğramış çocuk ve ergenle görüşmenin çok net ve katı kuralları olmamakla birlikte esnek ve onaylayıcı bir tutum çocuğun rahatlamasına, daha rahat iletişim kurmasına yardımcı olur.
İstismara uğramış çocukla görüşmenin temel ilkeleri:
Görüţme öncesinde:
1.Görüşme ortamınızı düzenleyin (çocuk/ genç dostu ortam)
2.Kayıt materyalinizi kontrol edin.
Görüşme sırasında:
1.Görüşmeci sayısı az ( 2-3) olmalı. Çocuk çok küçükse aileden birinin odada olmasına izin verin.
2. Kendinizi tanıtın, çocukla tanışın, adıyla hitap edin.
3.Nerede niçin bulunduğuna dair aydınlatıcı bilgi verin. Fizik muayene, cinsel istismara uğramış çocuklarda görüşmeden sonra, fiziksel istismarda görüşmeden önce yapılmalı.
4.Resim, yazı gibi diğer iletişim yollarından da yararlanın.
5.Uzun cümlelerden, tekrarlayıcı sorulardan, yönlendirmeden kaçının.
6.Çocuğun ifadesini tekrar ederek onaylayın ve onun ifadelerini izleyin. Doğal anlatımına karışmayın.
7.Tutarsızlık hissederseniz zorlamadan, anlamaya yönelik sorular sorun.
8.Görüşmeyi sonlandırarak teşekkür edin.
Görüşme sonrasında:
1.Çocuğa nerede, ne kadar bekleyeceğini söyleyin ve bundan sonra ne yapacağınızla ilgili kısa bir bilgi verin.
2.Çocuğun ailesinden mümkünse ayrı bir görüşme yaparak bilgi alın.

Çocuk İstismarı- İş Akış Şeması

Vaka

Acil Birim Jinekolog, vb
Pratisyen hekim Çocuk cerrahı Pediatr

Çocuk İstismarı Şüphesi= Bildirim

( Çocuk Psikiyatrisi) Konsültasyonlar (Adli Tıp Uzmanı, vb)

Tanı

Kolluk kuvveti Adli Rapor Cumhuriyet Savcısı

Hukuksal Süreç

Medeni yargılama Ceza yargılaması

1.Aile içinde koruyucu önlemler
2.Diğer: Kurum bakımı, eğitim, tedavi

Koruma önlemi için çocuğun kendisi, anne- babası, vasisi, yasal temsilcisi, hekim, öğretmen, komşu, vb. bir kişi Cumhuriyet Savcısına, Çocuk Mahkemesi Savcısına, SHÇEK’e ya da Çocuk Polisine başvurabilir.
Hekimlerin çocuk istismarı vakalarına doğru yaklaşım yapabilmeleri için şunlara dikkat
etmeleri gerekir:

1.İstismar ve ihmalin işaret ve bulgularını tanıyabilmeli,
2.Yasal kurumlara bildirim yapmalı,
3.Yaralanmaların tıbbi değerlendirme ve tedavisini yapabilmeli,
4.Risk altındaki çocuklar için acil koruma önlemleri alabilmeli,
5.Vakaya objektif ve profesyonel bir tutum içinde yaklaţabilmeli,
6.Aile içinde koruyucu önlemlerin alınmasına katkıda bulunabilmeli,
7.Evdeki diğer çocuklar da tıbbi açıdan değerlendirilmeli,
8.Mahkemede tanıklık yapmaktan kaçınmamalıdır.

Çocuk İstismarını Önleme Çalışmaları

Bu uğraş çok kuruluşlu(multidisipliner) bir yaklaşım gerektirmektedir. Disiplinler arasındaki iletişim ve işbirliği, kuruluşların eşgüdümü son derece önemlidir.
Sağlık kuruluşlarında çocuk istismarı ile uğraşan ekiplerde çocuk hekiminin yanı sıra adli tıp uzmanı, çocuk psikiyatrisi uzmanı, klinik psikolog, çocuk cerrahı, sosyal hizmet uzmanı, bu konuda deneyimli bir çocuk hemşiresi mutlaka yer almalıdır. Psikiyatr, jinekolog, acil hekimleri ve pratisyen hekimler, hukukçular, çocuk polisi ekibi oluşturan ve destekleyen diğer önemli unsurlardır. Nöroşirürji, ortopedi, göz, dermatoloji vb. dallarda başvurulabilecek konsültan hekimlerle de işbirliği yapılmalıdır. Adli Tıp uzmanları olgunun hukuk mekanizmasına yansımasında kilit görevi oluştururlar.

Ülkemizde çocuk istismarı vakalarının saptanması, vakalara standart yaklaşım sağlanması, çağdaş eğitimin alınması amacıyla UNICEF ve Adli Tıp Kurumu işbirliği yapmıştır. Ülkemizde Adalet Bakanlığı Adli Tıp Kurumu Başkanlığında Çocuk Muayene Birimi ve Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde Çocuk İstismarı ve İhmali Çalışma Grubu oluşturulmuştur. Ege Üniversitesi Psikoloji Bölümü, Gazi Üniversitesi ve Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Pediatri Anabilim Dallarında ve İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Enstitüsü’nde ilgili birimler vardır. Sosyal Pediatri Bilim Dalı’nın öncülüğünde 2002 yılında İstanbul Tıp Fakültesi Hastanesi’nde de bir Çocuk İstismarını ve İhmalini Önleme Çalışma Grubu oluşturulmuştur.

İstanbul Barosu Çocuk Hakları Merkezi hukuksal boyutta devreye girmektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu (SHÇEK) bildirilen vakalar hakkında sosyal inceleme raporunu hazırlayarak mahkemenin hakkında korunma kararı aldığı çocuklara yönelik uygun hizmet modelini belirler. SHÇEK’in yürüttüğü hizmetler arasında ALO Çocuk Merkezleri de yer almaktadır. Son yıllarda Çocuk Polisinin ekip çalışmasındaki önemi artmıştır. İstanbul’da Çocuğu İstismardan Koruma ve Rehabilitasyon Derneği (ÇİKORED), Ankara’da Çocuk İstismarını Önleme Derneği etkinliğini sürdürmektedir. İstismarı önleme konusunda okulda öğretmenlerle ve rehberlik eğitim merkezleri ile işbirliği yapılmalıdır.

Sağlık çalışanları, anne-babalar, öğretmenler ve çocuklar istismar ve istismarı önleme konularında eğitilmelidir.
2001- 2005 T.C. Hükümeti- UNICEF işbirliği programı kapsamında “Özel Korunma Önlemlerine Gereksinimi Olan Çocuklar „ Projesinin alt projelerinden olan, Avrupa Birliği Fonu ile yürütülen “Çocuk Ceza Adaleti Sisteminin İyileştirilmesi „ projesinin hedeflerinden biri, bu çocuklarla ya da onlar için çalışan meslek gruplarının eğitim ve becerilerinin artırılmasıdır. Bu nedenle, ülkemizde büyük bir sorun olan çocuk istismarı ve ihmali vakalarının tanınması ve adli rapor yazılması konusunda önemli bir işlevi olan Adli Tıp Uzmanları ve adli bilirkişilik görevi yapan hekimlerin bu konuda eğitimi büyük önem taşımaktadır.

Sokakta Çalışan Ve Yaşayan Çocuklar

Günümüzde sokakta çalışan ve yaşayan çocuklar sorunu önemli bir toplumsal sorun olarak büyümektedir.
Özgün risk altındaki bu çocuklar için yaşamlarındaki yoksulluğun yeri özel bir anlam taşır. Aile, okul, toplum ve ulustan gelen tepkiler ve olumsuz yaklaşımlar ile gelecekleri daha da kötüleşir. Bu çocuklar da güç koşullardaki çocuklar, korunmaya muhtaç çocuklar kapsamında ele alınıp değerlendirilmelidir.

Sokakta yaşayan ve çalışan çocuklarda erken/ ilk girişim çocuğun bulunduğu yerde başlatılmalıdır. Erken girişim, evde istismara uğrayan çocuklar gibi riskli grupları, “ sokağın yenisi ” ni, sokakta çalıştırılan çocukları ve sokakta yaşayan çocukları kapsamalıdır. Erken yaşta yaklaşım ve süreklilik başarı oranını artırır. Ülkemizde sokakta yaşayan ve çalışan çocuklara hizmet veren Çocuk ve Gençlik Merkezleri SHÇEK’e bağlı olan sosyal hizmet kuruluşlarıdır. Bu merkezler yaptıkları “Sokak Çalışması” ile çocukların merkezlere gelmelerini sağlamaya çalışırlar. Sokak çalışmasında Çocuk Polisi etkin rol alır. Çocukların ailelerine ulaşılarak sokağın çocuklar açısından tehlikeleri, çocukların çalıştırılmasının suç unsuru olduğu anlatılır. Sokak çalışmasında akran eğitimine de yer verilir. Sokak çalışması kurumsallaştırılmalıdır.
Tedavi açısından bu çocukların optimum bakımı:
1.Özel olarak hazırlanmış programlar,
2.Çok sayıda disiplinden oluşan ekipler,
3.Özel parasal destek gerektirmektedir.
Koruyucu yönden en etkin yaklaşım:
1.Yoksulluğun,
2.Kötü barınma koşullarının,
3.İşsizliğin ortadan kaldırılması ile olur.
Sokakta çalışan ve yaşayan çocuklar için ana uğraş bu çocukların çevresini iyileştirmektir.

Kaynaklar:

1.Polat O. Çocuk ve Şiddet. İstanbul: Der Yayınları: 2001.
2 Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu. Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme. Ulusal İlk Raporun Ekleri ve BM Çocuk Hakları Komitesinin Sonuç Gözlemleri. Ankara: 2001.
3.Uğur Baysal S. Çocuk Hakları. Cantez T, Eker Ömeroğlu R, Uğur Baysal S, Oğuz F.
( yazarlar) Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları. İstanbul: Nobel Tıp Kitabevleri, 2003: 66-67.
4.Uğur Baysal S. Çocuk İstismarı. Cantez T, Eker Ömeroğlu R, Uğur Baysal S, Oğuz F.
(yazarlar) Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları. İstanbul: Nobel Tıp Kitabevleri, 2003: 67-72.
5.UNICEF, Adli Tıp Kurumu. Çocuk İstismarı ve İhmali. İstanbul: Özgün Ofset, 2003.
6.UNICEF, Adli Tıp Kurumu. Çocuk İstismarı ve İhmali Eğitici El Kitabı. İstanbul: Özgün Ofset, 2003.
7.www.adlitip.org
8.www.unicef.org
9.www.0-18.org
10.Polat O. Çocuk İstismarı ve İhmali 1 ve 2, İstanbul 2007.
11.Tüzün Ü. Çocuk ve Ergende Konsültasyon Liyezon Psikiyatrisi ( Baskıda), 2007.

 

Destekegitimi
ZİYARETÇİ YORUMLARI - 1 YORUM
  1. Mert dedi ki:

    Çocuk Hakları, temel insan haklarından ayrı tutulamaz hatta daha fazla pozitif ayrım lazım. Çocuk adı üstünde çocuk işte.