ALTIN
DOLAR
EURO
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

GASTROÖZEFAGİAL REFLÜ HAKKINDA

08.09.2009
308
A+
A-

Reflü sözcüğü bir hastalık tanımlaması olmamasına rağmen yaygın olarak bu amaçlı kullanılmaktadır. Reflü geri kaçak anlamındadır. Tıbbi olarak isimlendirilmesi gastroözefagial reflüdür. Mide içerininin yamek borusuna kaçışını tanımlar. Kaçakların uzun süreli tedavi edilmemesi sonucunda yemek borusu hatta solunum sistsmi hastalıkları ouşmaktadır. Yemek borusu(özefagus) ile mide(gastr) arasında yemekleri yutarken açılan sonra kapanan kapak sistemi(sfinkter) oluşturan bir yapı vardır. Bu yapının açık kalması yani yetersizliğinde bu tablo ortaya çıkmaktadır. Reflü hastalığı ülkemizde ve dünyada sıklıkla görülmelktedir.

Ülkemizde yapılan araştırmalarda bu oran %20 olarak bildirilmektedir. Şişmanlar, hamileler, yaşlılarda daha sıktır. Yine mide fıtığı dediğimiz hastalıkla beraber de görülür. Midenin içindeki basınç artışından dolayı kaçak tok karına daha fazladır. Midenin yüzeyini kaplayan dokular çeşitli mekenizmalarla mide içeriğine yani asitli sıvıya dayanıklıdır. Ancak yemek borusu kendini koruyacak özellikleri taşımamaktadır. Dolayısıyle sürekli asitli sıvıya maruz kalan yemek borusunda iltihap, uzun vadade belki kansere bile dönüşebilecek değişiklikler olmaktadır. Yutma güçlükleri ve kanamalar olabilmektedir. Ağrı yakınması genellikle vardır ve göğüs ön duvarında ortada hissedilir.Yemeklerle artar. Genelllikle yatarken ağıza acı su gelmesi, bazen ayaktayken de olabilmektedir. Ses kısıklığı da olabilir. Bazen soluk borusu iltihabına ,akciğer iltihaplatına yol açabilir(pnomoni). Tanıda gastroskopi, baryumlu filmler,yemek borusu asit ölçülmesi,yemek borusu manometrik ölçümler yapılır.

Tedavide mide asitini azaltan ilaçlar, mide içeriğinin barsağa hızlıca geçmesini sağlayan ilaçlar, gerkirse cerrahi yöntemler uygulanabilir. Korunma da şişmanlığın ve kan şakerinin kontrolü,yağlı yiyeceklerin mideyi geç terketmesi nedeniyle bu tür yiyeceklerden kaçınmak, yatarken biraz yüksek yastıkta yatmak ve yatmadan 3-4 saat öncesinden yemek yememek, günde 3-4 litre su içmek, vitamin eksikliği varsa düzeltilmesi önemlidir.

İlaç tedavisi reflünün semptomlarını azaltabilir. Ancak asit salgısınında azalması sonucu anemi ve reflüye neden olabilecek vitamin eksiklikleri ve hazımsızlıklar olabilir. Mide asitinin azalması insanda bazı biyokimyasal olayların değişimine neden olur bilgisini akılda tutarak mümkünse asit azaltıcı ilaçları fazlaca veya luzumsuz kullanmamak gerekir.

Op. Dr. Muharrem YILMAZ
Destek Eğitimi

Destekegitimi
ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.