ALTIN
DOLAR
EURO
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜ HAKKINDA YAZI

05.01.2013
1.409
A+
A-

MATEMATİK BOZUKLUĞU
Matematik bozukluğunu ifade etmek için, gerstmann sendromu, diskalkuli, dyscalculia konjenital aritmetik bozukluğu, akalkuli ve gelişimsel aritmetik bozukluğu gibi terimler kullanılmaktadır.
Günümüzde matematik; ardışık, soyutlama ve genellemeler süreci olarak geliştirilen düşünceler (yapılar) ve bağıntılardan oluşan bir sistem olarak görülmektedir. Matematik, insan tarafından zihinsel olarak yaratılan bir sistemdir. Bu durum, matematiği soyut hale getirir. Genel olarak soyut kavramların kazanılması zordur. Matematiğin öğrencilere zor gelmesinin nedeni, belki burada yatmaktadır. Ancak, matematik kavramları, öğretim sırasında somutlaştırılarak ve somut araçlar kullanılarak bu zorluk giderilebilir; en azından azaltılabilir.
Amerikan Psikiyatri Birliği tarafından hazırlanan psikiyatrik bozukluk tanı sınıflandırmasında (DSM-IV) belirlenen matematik bozukluğu ölçütleri şunlardır:
a) Bireysel olarak uygulanan standart testler ile ölçüldüğü üzere, kişinin kronolojik yaşı, ölçülen zekâ düzeyi ve yaşına uygun olarak aldığı eğitim göz önünde bulundurulduğunda matematiksel becerileri beklenenin önemli ölçüde altındadır.
b) A tanı ölçütündeki bozukluk, okul başarısını ya da matematik becerileri gerektiren günlük yaşam etkinliklerini önemli ölçüde bozar.
c) Duyusal bir bozukluk varsa bile matematik becerisi sorunları genellikle buna eşlik edenden çok daha fazladır.
Matematik bozukluğunun dört yetenek grubunda olduğu belirlenmiştir:
1. Dil yetenekleri (Matematik terimlerini anlama ve yazılı problemleri, matematik sembollerine çevirme),
2. Algısal yetenek (Sembolleri tanıma, anlama ve sayıları kümeleştirme yeteneği, anlamlı şekilde saymayı öğrenmede bozukluk),
3. Matematik yetenekleri (Toplama, çıkarma, çarpma, bölme ve temel işlemlerin sırasını izleme, aritmetik işlemlerini yapmada güçlük)
5. Dikkat yetenekleri (Rakamları doğru yazma ve işlem sembollerini doğru gözleme).
Ayrıca bu çocukların görsel ve işitsel sembolleri çağrıştırmalarında, niceliğin korunmasını anlamada, aritmetik basamakların sırasını hatırlamada ve problem çözmede ilkeleri seçme güçlükleri olabilir. Bu sorunları olan çocukların iyi işitsel ve görsel yeteneklere sahip oldukları kabul edilmektedir.
Öğrencilerin dört işlemdeki hataları şunlardır: ,
1. Toplama işlemlerinde eldeye dayalı hataların çoğunlukta olduğu,
2. Çıkarma işleminde ise onluk bozma işleminin yanlış yapıldığı ya da çoğu zaman onluk bozulmadığı,
3. Çarpma işleminde ise çarpma işleminin mantığının tam olarak kavranamamasından kaynaklanan hatalar ve elde unutmaları ya da eksik veya fazla elde eklemeleri,
4. Bölme işleminde, bölen sayı iki veya daha fazla basamaktan meydana geldiği zaman hata oranının arttığı görülmüştür.
5. Bölünen sayının hangi basamağında bölen sayısının kaç defa olacağı hep sırasıyla gideceği düşüncesinden dolayı da çok sayıda hata yapıldığı gözlenmiştir.

Matematik Bozukluğu Olan Çocuklar Matematikte Yaptıkları Hatalar

Matematik bozukluğu olan çocuklar matematikte şu hataları yaparlar: ,
1. Şekil, boy gibi nicelik arasındaki değişiklikleri kolaylıkla ayırt edemezler. İki kümeden hangisinin daha büyük olduğunu, Bazı uzaklığı ve yakınlığı kestiremezler. Bu aksaklığın etkisi bu çocukların günlük yaşayışlarında görülür. Niceliği kestiremedikleri için yemek yerken çatal ya da kaşıklarını ağızlarının alacağından daha çok yemekle doldururlar. Düğme ile iliklerini karşılaştıramadıkları için doğru dürüst ilikleyemezler. Bardağa su koyarken taşırırlar.
2. Bu çocuklar sıra izlemezler. Sayfanın üzerine yazı ya da şekilleri bir düzene göre yerleştiremezler.
3. Bu çocukların kendi gövdelerini algılamaları, yani gövde imgeleri de ya yanlış, ya da eksiktir. Bu çocuklara bir insan resmi çizdirildiği zaman ayrıntıları karmakarışık olarak yerleştirirler. Örneğin; ağzı burnunun üstünde veya kaşları gözlerinin altında çizerler.
4. Bu çocukların bazıları düzgün yazamaz, harfleri bir çizgi üzerine sıralayamaz.
5. Bazı çocuklar bisiklet kullanamaz, ip atlayamaz, ipin ne kadar hızla geldiğini ve alçaklık ya da yüksekliğini kestiremez. Çekiç, testere, makas gibi araçları kullanmakta, dikiş dikmekte, örgü örmekte beceriksizlik gösterirler.
6. Sağı solu pek ayırt edemezler. Yön tayin etmekte güçlük çekerler. Bu gibi çocuklar büyük bir dükkânda kaybolabilirler; sokakları belleyemezler, yollarını şaşırırlar,
7. Uzaklığı, yakınlığı değerlendirmede; belli bir yere gitmenin ne kadar süreceğini, ne kadar zaman alacağını kestiremezler,
8. Sıralamada başarılı değillerdir, örneğin olayları anlatırken hangisinin önce hangisinin sonra geldiğini söyleyemezler, işlerini sıraya koyamazlar.
9. Zamanlamada da zorlanırlar, bir işin ne kadar zaman alacağını kestiremezler. Bu çocukların isim hafızaları zayıftır. Zihinden işlem yapmakta, para hesabında zorlanırlar.
10. Zaman ve yön ile ilgili soyut kavramlarda zorlanabilirler. Örneğin; dün-bugün-yarın kavramları onlar açısından güçlük yaratan kavramlardır.
11. Zekâ testlerinin sözel bölümünde, sözel olmayan bölümünden daha yüksek puan alırlar. Yani sözel testlerde daha başarılıdırlar.
12. Bir şeyi öteki şeyle karşılaştıramazlar. Örneğin; çocukların sayısı ile sınıflardaki yer sayısını, kaç çocuğa kaç yer lazım olduğunu, dört kişilik bir sofra kurarken kaç tabak, çatal, kaşık vb. konacağını kestiremezler.
13. Ezbere saymasını bildikleri halde, kendisinden iki bilye istense kaç bilye vereceğini bilmezler.
14. İşittiği ile gördüğü arasında çağrışım yapamazlar. Sözle sayabildiği halde söylediği ya da işittiği sayının simgesini bilemezler, tanıyamazlar.
15. Bazı çocuklar ne 1-2-3 gibi düzgün (ritmik olarak); ne de birinci ikinci gibi sıra sayılarını sayabilirler.
16. Bazı çocuklar bir kümedeki varlıkların sayısını, saymadan kestiremezler.
17. Bazı çocuklar bir kilonun iki 500 grama ya da 150 santimin bir buçuk metreye eşit olduğunu anlayamaz, “1 kiloda kaç 250 gram var?” sorusuna yanıt veremezler.
18. Sayıları alt alta veya sayfa üzerine düzgün yazamazlar. Bundan ötürü de işlemlerde yanlış sonuçlara varırlar.
19. İşlemlerdeki basamakların sırasını belleyemezler.
20. İşlemlerin kurallarını unutabilirler, eldeleri unutabilirler, toplama diye başlayıp çıkarma ile devam edebilirler.
21. Aritmetikte zorlanır, sayılar arasındaki büyüklük ilişkilerini kavramada güçlük yaşarlar.
22. Toplama, çıkarma, çarpma işlemlerinin işaretlerini karıştırırlar.
23. Dört işlemi yaparken yavaştır; parmak sayar, yanlış yaparlar.
24. Problemi çözüme götürecek işleme karar veremezler.
25. Yaşına uygun seviyedeki matematik problemlerini yaparken otomatik olarak tepki vermekte zorlanırlar.
26. Sayı kavramını anlamakta güçlük çekerler (beş mi yoksa bir mi büyüktür, düşünmeden karar vermekte zorlanırlar).
27. Sınıf düzeyine göre çarpım tablosunu öğrenmekte geridirler.
28. Ölçüleri anlayamazlar.
29. Harita ve çizgileri okuyamaz, anlayamazlar.
30. Hangi işlemi yapacağını kestiremezler. Bu çocuklara “Şu sayıları topla, şu sayıları çıkar” denince, işlemleri doğru olarak yapabildiği halde, problemi kendileri okuyunca veya işitince hangi işlemi (çarpma, bölme, toplama gibi) yapmak gerektiğini kestiremezler. Yani problemlerini çözmek için belli stratejiler geliştirmekte zorlanırlar.

Devrim KOÇER
Uzman Psikolog

Destekegitimi
ZİYARETÇİ YORUMLARI - 1 YORUM
  1. DestekNet dedi ki:

    ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜ HAKKINDA YAZI tam 5 sayfa.