ALTIN
DOLAR
EURO
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

TÜRKİYE’DEKİ SU KAYNAKLARI HAKKINDA YAZI

11.03.2010
610
A+
A-

TÜRKİYE’NİN YERALTISUYU KAYNAKLARI VE SU POLİTİKALARI
Yeryüzeyinde, en geniş alanları kaplayan, bu nedenle dünyamıza “Mavi Küre” adının verilmesine neden olan su, yer yüzeyinde en çok bulunan varlıktır.  İnsanoğlu, gereksinim duyduğu oranda bu varlıktan yararlanabiliyor mu?İstediği nitelikte yeterli suya sahip mi? Sahip olduğu suyu doğru kullanabiliyor ve onu koruyabiliyor mu?Ülkemizdeki durum ne? Ne kadar su kullanıyoruz, gereksimimiz ne kadar? Türkiye’nin yeraltısuyu potansiyelini, yeraltısuyu kullanımını ve ülkemizdki su politikalarını tanımlayabilmek için, öncelikle tüm su kaynaklarını gözden geçirmek yararlı olacaktır. Bu konudaki bazı somut verileri sunmakta yarar görüyorum.

DÜNYADAKİ SU VARLIĞI
Yeryüzündeki suların % 97 si okyanusları, yani bütün denizleri oluşturur.
Tüm tatlı suların oranı % 3 tür.
Tatlı Sular
% 79 u buzullar (tüm suların % 2.39 )
% 20 si yeraltısuları ( tüm suların % 0.6 )
% 1 i de ulaşılabilir sular (tüm suların % 0.03)
Ulaşılabilir Sular
% 52 si göller ( tüm suların % 0.015)
% 38 i yeryüzündeki nem ( tüm suların % 0.010)
% 8 i atmosferdeki su buharı ( tüm suların % 0.002)
% 1 i canlıların organizmalarındaki sular ( tüm suların % 0.0003)
% 1 i nehirler ve kaynaklar ( tüm suların % 0.0003)
Kullanılabilecek kaynaklar da, bu miktarın bir bölümünü oluşturur.
Kullanılabilecek su kaynaklarının, yeryüzünde dağılımı gözlendiğinde, dengesiz bir tablo ile karşı karşıya kalıyoruz.
Su Kaynaklarının Yeryüzünde Dağılımı(BM verilerine göre)

Kıtalar Nüfus % olarak Su Kaynağı % olarak
Kuzey Amerika 8 15
Güney Amerika 6 26
Avrupa 13 8
Afrika 13 11
Asya 60 36
Avustralya ve Adalar 1 5

Bu su kaynakları yönünden zengin görülen bölümlerde de kirlenme hızla
ilerliyor. Kullanılabilecek su potansiyeli azalıyor. Suyun maliyeti artıyor, nüfus artıkça da kişi başına düşen su miktarı azalıyor.

Son olarak ta,16-23 Mart tarihleri arasında Kyoto’da yapılan, “3. Dünya Su Forumu”nda, BM kuruluşlarından olan, “Dünya Su Değerlendirme Programı” nın başkanı Gordon Young tarafından hazırlanan “Dünya Su Gelişme Raporu”nda da benzer değerlendirmeler yer almıştır.

Gordon Young raporunda, içmesuyu olarak kullanılan, kirlenmiş akarsular ve yeraltısularının, hergün onbinlerce insanın yaşamını tehdit ettiğini bildirmekte ve her yıl 200 milyon insan kirli suya bağlı hastalıklara yakalandığını ve bunların 2.2 milyonunun da hayatlarını kaybettiklerini belirtmektedir. Bugün, 6 milyarlık dünya nüfüsunun yaklaşık % 20 sinin güvenli su kaynaklarından yoksun olduğunu söylemektedir.

Ayrıca bu raporda, dünya nüfusunun 9.3 milyara ulaşması beklenen 2050 yılına gelindiğinde, iklim değişiklikleri nedeniyle, 60 ülkedeki 7 milyar insanın su kıtlığı ile karşı karşıya geleceği belirtilmektedir.

Yeryüzündeki su kaynakları, bilinçsiz tarım, düzensiz yerleşme, çarpık sanayileşme ve altyapı yetersizliği nedeniyle, yalnız bizde değil, dünyanın birçok bölgesinde, etkili bir şekilde kirletiliyor, tahrip ediliyor, tüketiliyor.

Dünyanın en büyük tatlısu depolarından biri, Aral Gölü tamamen kurudu. Şimdi Kazakistan Devleti, Sovyetler Birliğinden miras kalan bu çevre felaketini, bir nebze de olsa düzeltebilmek için, Aral Gölünün küçük bir körfezini seddeliyerek, hiç olmazsa bu kesimde küçük bir göl oluşturabilmek için, büyük projeler üretiyor.

Bütün Orta Avrupa Tuna’yı kirletiyor.
Kıyı akiferleri, başta Kuzey Afrika olmak üzere, dünyanın pekçok bölgesinde tuzlandı.
Bundan böyle dünyamızda içme ve kullanma suyunun, çok daha pahalı projelerle sağlanması söz konusu.
Havzalar arası su aktarılması, buz dağlarının taşınması, deniz suyunun arıtılması bu pahalı projelerin birkaçı.
Bu sorunlara neden olan başlıca etkenlerin başında, nüfus artışının devam etmesi gelmektedir.
1950 yılında, 2,7 milyar olan Dünya nüfusunun, iki misli artarak, 1990 yılında 5,29 milyara ulaştığı, 2050 yılında da 9.3 milyara ulaşacağı hesaplanmaktadır.
Artan nüfus, çeşitli sektörlerde su kullanımını da arttırmaktadır.
Örnek olarak, 20. yüzyılı incelediğimizde, çağın başı ile sonu arasında su kullanımında, on misli bir artış görülmektedir.

Asya ülkelerinde sulama suyu, toplam tüketimin %82 si, ABD’ de %41 ve Avrupa’da da %31ini oluşturur.
Çevre Sorunları
Büyük sulama projeleri her zaman iyi sonuç vermemiştir. Pakistan’da 15 milyon ha alanın %40 ında, Hindistan’da 40 milyon ha alanın % 20 sine yakın bölümünde tuzlanma oluşmuş ve tarımsal üretim azalmıştır.
Endüstriyel faaliyetlerinin doğurduğu çok çeşitli katı ve sıvı atıklar, gerek yüzeysel suları, gerekse yeraltısularını büyük ölçüde nitelik yönünden, olumsuz etkilemektedir.
Özellikle kentsel yerleşim alanları çevresindeki su kaynakları, sürekli tehdit altında bulunmaktadır.
Kirlenmenin çok büyük boyutlarda geliştiği bilinmekle birlikte, bu konuda gelişmiş ülkelerde bile, kapsamlı bir çalışma henüz yürürlülüğe konamamıştır.

En kısa zamanda etkin önlemler alınmadığı taktirde, 21. yüzyılda, bazı nehir sularından faydalanma olanağı tamamen kaybolacak veya çok pahalı arıtma projelerinin devreye sokulması zorunlu olacaktır.

Bütün projelerde gerçek ÇED Raporlarının hazırlanması zorunludur. Projelerin uzun vadede çevreye etkileri araştırılmalı, gerçek fizibilite raporları sonucunda uygulamaya geçilmelidir.

Dünyadaki bu tablo, Ülkemiz için de yabancı değil. Daha küçük çapta ama, hemen hemen benzer olumsuzluklara, Anadolu’nun bazı bölgeleri ve Trakya’da da benzer sorunlarla karşı karşıya kalıyoruz.

ÜLKEMİZDEKİ SU VARLIĞI (DSİ verileri)

Türkiye yıllık yağış ortalaması (aritmetik) ……………………………642,6 mm
Türkiye’ye düşen yıllık ortalama yağış miktarı ……………………..501,0 km³

Yerüstü SularıYıllık akış (ortalama) ……………………………………………………….186,05 km³
Yıllık akış/yağış oranı …………………………………………………………. 0.37
Tüketilebilecek yıllık su miktarı (ortalama) …………………………..95,00 km³
Fiili yıllık tüketim ………………………..(2001 yılı) …………………….33,30 km³

Yeraltı Suları

Çekilebilir yıllık su potansiyeli ………………………………………….. 13,66 km³
Tahsis edilen miktar ……..(2002 yılı)…………………………………….10,39 km³
Fiili yıllık tüketim …………(2002 yılı)………………………………………6,23 km³

Türkiye 26 adet hidrolojik havzaya bölünmüştür. Belirlenen 26 havza, 15 adedi nehir havzası, 7 adedi irili ufaklı akarsulardan oluşan müteferrik havza, 4 adedi ise, denize boşalımı olmayan kapalı havzalardan meydana gelir.

Akarsu Havzalarına Göre Yıllık Ortalama Su Potansiyeli
Havza Adı Ortalama Potansiyel Ortalama
Yıllık Akış İştirak Oranı Yıllık Verim
(km³) (%) (l/s/km²)
Fırat Havzası
31,61
17,0
8,3
Dicle Havzası
21,33
11,5
13,1
Doğu Karadeniz Havzası
14,90
8,0
19,5
Doğu Akdeniz Havzası
11,07
6,0
15,6
Antalya Havzası
11,06
5,9
24,2
Batı Karadeniz Havzası
9,93
5,3
10,6
Batı Akdeniz Havzası
8,93
4,8
12,4
Marmara Havzası
8,33
4,5
11,0
Seyhan Havzası
8,01
4,3
12,3
Ceyhan Havzası
7,18
3,9
10,7
Kızılırmak Havzası
6,48
3,5
2,6
Sakarya Havzası
6,40
3,4
3,6
Çoruh Havzası
6,30
3,4
10,1
Yeşilırmak Havzası
5,80
3,1
5,1
Susurluk Havzası
5,43
2,9
7,2
Aras Havzası
4,63
2,5
5,3
Konya Kapalı Havzası
4,52
2,4
2,5
Büyük Menderes Havzası
3,03
1,6
3,9
Van Gölü Havzası
2,39
1,3
5,0
Kuzey Ege Havzası
2,09
1,1
7,4
Gediz Havzası
1,95
1,1
3,6
Meriç-Ergene Havzası
1,33
0,7
2,9
Küçük Menderes Havzası
1,19
0,6
5,3
Asi Havzası
1,17
0,6
3,4
Burdur Göller Havzası
0,50
0,3
1,8
Akarçay Havzası
0,49
0,3
1,9
Toplam 186,05 100

-Fırat nehri anakol yıllık akışı: 30,25 km³ tür.
-Dicle nehri anakol akışı : 16,24 km³ tür.
-Bu değerler havzaların en mansabındaki baz istasyon akışlarından elde edilmiştir

Bugünkü değerlendirme ile, eksik suyu ve fazla suyu olan havzaları şu şekilde sıralayabiliriz.
Karadeniz ve Akdeniz Havzaları ile, Fırat ve Dicle Havzalarında fazla suyumuz bulunmaktadır. Diğer akarsu havzalarında eksik suyumuz vardır.

Burada tüketilebilecek su miktarı ve yeraltısuyu kullanımı potansiyelleri, ekonomik değerlendirmelerle değişebilecek rakkamlardır. Bu değeri özellikle ülke enerji maliyeti belirler.

Enerji maliyeti düştükçe, sulama amaçlı daha yüksek pompajlar, havzalar arası su aktarımları ekonomik çıkabilir. Derin yeraltısuyu akiferleri işletilebilir. Daha geniş alanlar sulanabilir, daha çok su tüketilebilir. Bugün bile ekonomi sınırları zorlanarak, sınırlı sayıda da olsa, derin akiferlere inilmekte, havzalar arası su aktarımları yapılmaktadır.

Örnek olarak, yeraltısuyunda, 400 – 800 m lik derinlikteki, İstanbul Koç Üniversitesi, Ankara Başkent Üniversitesi, İzmir Kokakola kuyuları verilebilir.

Tekirdağ İçmesuyu Projesi kaynağı, Ergene Havzasındaki yeraltısuyu dur. Su pompajla kıyı havzasına aktarılmaktadır.

İstanbul İçmesuyu Projesi, Trakya’da Karadeniz kıyı Havzasındaki akarsulardan, Anadolu yakasında, Darlık, Yeşilçay ve Melen Havzalarındaki akarsuların havza aktarılmasıyla beslenmektedir.

İzmir İçmesuyu Projesi, Gediz Havzasından, yeraltısuyu olarak, Tahtalı Havzasından yüzey suyu olarak beslenmektedir.

Ankara İçmesuyu Projesinde, Sakarya Havzası artık yetersiz kalmıştır. Filyos Havzasında Gerede Işıklar Projesi ve önümüzdeki yıllar için Kızılırmak Havzasında Kapulukaya Projesi Fizibilite çalışmaları tamamlanmıştır.

Dalaman Havzasından, Bodrum ve Didim gibi turistik merkezlere su aktarma projeleri üzerinde çalışılmaktadır.
Yukarı Seyhan Havzasından, Kızılırmak Havzasına (Develi Ovası) su aktarma projesi inşa halindedir.
Ceyhan Nehri Havzasından, Cevdetiye Regülatörü ile İskenderun kıyı Havzasına su aktarılmaktadır.
Tabii en büyük aktarma projesi, Fırat Havzasından, Habur Havzasına, Atatürk Barajı, 28 km lik iki tünel ile (Urfa Tünelleri) Harran- Ceylanpınar Ovaları sulama projesidir.
Proje tamamlandığında yaklaşık 4,5 10´9 m³/yıl mertebelerinde su aktarımı olacaktır.

Bu değerlendirme gösteriyorki, önümüzdeki yıllarda, “suyu akıllıca” kullanmaktan başka çare yok. Dünyada birçok bölgede tüketici suyu rasyonel olarak kullanmak zorunda kalacak.

Önümüzdeki yıllarda su pahalı tüketim maddeleri arasında yer alacağından, su kullanımı alışkanlıklarında zorunlu değişiklikler olacaktır.

Günde birkaç kez duş yapmak, elimizi yüzümüzü yıkarken, dişimizi fırçalarken, musluğun sürekli açık kalması bize pahallıya mal olacaktır.

ÜLKEMİZDE SU TÜKETİMİ
Yukarda verilen değerlerden de görüldüğü gibi, bugünkü enerji fiyatları ile, yıllık tüketilebilecek su miktarı yaklaşık 110 milyar m³ kabul edildiğinde, 65 milyon nüfusa göre, kişi başına yaklaşık yılda 1700 m³su düşmektedir. Nüfusumuzu 70 milyon alırsak bu değer, 1570 m³ e düşer. Nüfusumuz arttığına göre, önümüzdeki yıllarda bu rakkamın daha da küçüleceğini kabul etmek durumundayız.

Ülkemizdeki tüketilebilecek su miktarını arttırmak, ancak enerji maliyetinin düşmesiyle olasıdır.
Dünyadaki su zengini ülkelerde bu değer 10 000 m³/yıl’ın üzerindedir.
Kanada’da 94 000 m³/yıl, Yeni Zelanda’da 86 000 m³/yıl gibi değerlere ulaşılmaktadır. Buna karşın Kuveyt’te 10 m³/yıl, Arap Emirlikleri’nde 58 m³/yıl, Libya’da 113 m³/yıl, Suudi Arabistan’da 118 m³/yıl ve Singapur’da 149 m³/yıl gibi çok düşük değerler görülmektedir.

Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO)nun hazırladığı “Dünya Su Gelişme Raporu”nda, tatlısu kaynakları değerlendirilmesinde, Türkiye dünyada 45. sırada yer almaktadır.
Dünyanın bir çok bölgesinde olduğu gibi, bugün ülkemizde de en fazla su, tarımsal sulamalarda kullanılmaktadır. Bu nedenle, öncelikle Türkiye’nin toprak kaynaklarını kısaca gözden geçirmekte yarar vardır.

TOPRAK KAYNAKLARI
Türkiye yüzölçümü (izdüşüm alanı) …………………………….77,95 milyon ha
Tarım arazileri ………………………………………………………….28,05 milyon ha
Sulanabilir arazi ………………………………………………………..25,85 milyon ha
Ekonomik olarak sulanabilecek alan ……………………………..8,50 milyon ha
Yukarıda açıkça görüldüğü gibi, 25,85 milyon ha olarak belirlenen sulanabilir özellikteki tarım alanlarımızın, ancak 8,50 milyon ha lık kesiminin ekonomik olarak sulanabilmesi için yeterli su kaynağına sahibiz.

Bugünkü fiili sulama alanı 2,50 milyon ha (DSİ), 2,00 milyon ha (halk) Toplam: 4,50 milyon ha cıvarındadır.

Ülkemizde bugün, 2002 yılı DSİ verilerine göre, yıllık 33,90 milyar m³ yerüstü suyu ve 6,23 milyar m³ yeraltısuyu olmak üzere, toplam su kullanımının 40 milyar m³/yıl mertebelerinde olduğu görülmektedir. Bu da ekonomik olarak kullanılabilir su potansiyelimizin (yaklaşık 110 milyar m³/yıl), yarısından az bir kesimin kullanıldığını gösterir.

ÜLKEMİZDE YERALTISUYU VE YERALTISUYU KULLANIM POLİTİKASI ÜZERİNE BAZI ÖRNEKLER
Kullanılabilir Yeraltısuyu Potansiyeli
Ekonomik olarak kullanıma sunulabilen, ovalık alanlardaki yeraltısuyu potansiyeli DSİ verilerine göre, 13,66 km³/yıl dır.

Ancak, büyük kaynaklar ve akarsuların baz akımları göz önüne alındığında bu değer, 60 km³/yıl mertebelerine kadar yükselmektedir.
Bu değerlendirmelere giren, ovalardaki yeraltısuyu potansiyelinin korunamaması üzerine bazı örnekler.
Bursa Ovası, Bornova Ovası, Bodrum Ovası, İstanbul Ovaları

Hazırlayan:
Jeoloji Müh. Behiç ÇONGAR

Destekegitimi
ZİYARETÇİ YORUMLARI - 1 YORUM
  1. emre dedi ki:

    Su kaynaklarımzı yeterince iyi kullanabildiğimizi sanmıyorum.